Originally posted 2016-05-05 12:40:27.

Depremler yerkabuğunun iç bölgelerinde meydana gelen kırılmaların neden olduğu ve ani olarak oluşan titreşimlerin dalgalar halinde geçtikleri her noktayı sarsmasına verilen addır. Dünyanın oluşumundan itibaren depremlerin oluştuğu bilinmekte ve insanların hayatlarıyla, barınaklarıyla doğrudan ilişkili olduğu için üzerinde uzun araştırmalar yapılmış ve yapılmaya devam edecektir. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak depremlerin oluşum aşamalarında ve sonrasında yer kabuğunda meydana gelen değişiklikler incelenebiliyor olsa da asıl istenen şey yani depremin önceden kestirilebilmesi günümüz şartlarında henüz mümkün olmamıştır. Deprem öncesinde, anında ve sonrasındaki hareketlilikler bilimsel olarak çoğu zaman açıklanabilse de yaşanan bazı garip olaylar gizemini hala korumaktadır.

Yakın geçmişte yaşanan ve büyük maddi ve can kaybına neden olan Marmara Depremi’nde de yaşanan bazı olaylar halen gizemini korumaktadır. Marmara Depremi’nde görülen garip olayların başında hayvanların davranışlarındaki değişiklikle gözlenmiştir. Depremden kısa bir süre önce muhabbet kuşları ve kanaryalar çok sessiz bir hal almışken deprem sırasında daha önce hiç yapmadıkları şekilde kanat çırpmışlardır. Bunun haricinde depremden kısa bir süre önce ördeklerin ve kazların sürekli bağırdıkları, horozların ise uzun ve acılı bir şekilde öttükleri tespit edilmiştir. Ayrıca köpeklerde de huzursuzluk belirtileri üst düzeyde gözlenmiştir. Deprem öncesinde ve sonrasında hayvanların davranışlarındaki bu değişiklikler hayvanların depremleri altıncı duyuları sayesinde önceden bildikleri yönündeki iddiaları güçlendirmiştir. Bu duruma evcil hamster türlerinin depremden çok kısa bir süre önce kendilerini kafese çarparak intihar etmelerini, sağ kalanların ise deprem sırasında sergiledikleri garip hareketlere deprem sonrasında da göstermelerini örnek olarak gösterebiliriz.

Marmara Depremi’nden yaklaşık iki gün önce depremin merkez üssü olarak sayılabilecek Gölcük kıyılarında, deniz anası ölüleri, midye ve balık ölüleri normalden çok fazla görülmesine rağmen bunun nedeni tam olarak bilinmemekteydi. Bu deniz canlılarının ölüp karaya vurması tam olarak kanıtlanamasa da sonradan depremle ilişkilendirilmiştir. Ölü balıkların içinde kefal türü balıkların da yer alması ve kefalin diğer balık türlerine oranla deniz kirliliğine daha dayanıklı olduğunun bilinmesi ise ölümlerin depremle ilişkilendirilme kuvvetini arttırmıştır.

Marmara Depremi yaşandığı sırada bazı balıkçıların denize açılmış oldukları ve tam o sırada bazı garip olayların yaşandığı da iddia edilmektedir. Bazı balıkçılar tam sarsılma anında normal sayılamayacak büyüklükte bir dalganın kıyıya vurduğunu ve beraberinde çok fazla balık getirdiğini iddia etmişlerdir. Ayrıca bir balıkçı sarsılma anında teknesindeki tahta aralarından daha önce hiç görmediği kadar fare fışkırdığını da belirtmiştir. Fakat sarsılma anında balıkçının fare diye gördüklerinin yanılsama olabileceği gibi, daha önceden de teknede yer alan farelerin sarsıntıyla birlikte panik halinde yukarı çıkmak isteyebilecekleri ve buna bağlı olarak sayılarının çok görülmüş olabileceği de ihtimaller arasındadır. Ayrıca Marmara Depremi yaşanmadan birkaç gün önce o bölgede daha önce hiç görülmemiş türde bir deniz anası ortaya çıkmış ve kıyıya bu türden çok sayıda ölü deniz anası vurmuştur.

Depremlerde Yaşanan Garip Olaylara hayvanat bahçesinde yaşayan timsahların deprem sonrasında yaklaşık 3 hafta boyunca tüm ısrarlı çabalara rağmen yemek yemedikleri de örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca bazı insanlara göre de depremden çok kısa bir süre önce çok kuvvetli bir rüzgâr hâkim olmuştur. Bazılarına göre ise depremden kısa bir süre önce yer altından çok gürültülü sesler duyulmuştur. Ayrıca deprem sonrasında denizlerin normalden çok berrak bir hal aldığı da çıplak gözle dahi gözlenmiştir.