İlgilendiiğiniz kategoriyi seçerek o kategorideki içerikleri listeleyebilrsiniz...

Kız Kulesi Efsanesi - Mitoloji & Tarih - Dogaustu.net

Kız Kulesi Efsanesi

Originally posted 2018-04-08 14:52:42.

Kızkulesi Adası, Kubadabad Saltanat Kentinin haremliğiymiş. Ada da çevresi sularla çevrili bir kale ile, birbirinden güzel köşklerin ortasında yüksek bir kule varmış.

kiz-kulesi-efsanesi

İşte bu kulede cariyeleri ile birlikte Selçuklu Sultanının güzeller güzeli biricik kızı yaşarmış .

Sultan, düşünde (başka bir rivayete göre falında) sevgili kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş. Yaptırdığı Kalenin içerisindeki kuleye kızını bu yüzden kapatmış. Öyle ki, kuleye yılan girmesin diye beton borularla Anasmaslar’dan Adaya su ve süt akıtılmış. (Anılan iki sıra beton boruların kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.)

Böylece yıllar yılları kovalamış ve günlerden bir gün güzel Sultan ateşlere düşüp hastalanmış. Ülkenin en ünlü hekimleri zor bulmuşlar devasını. Sevgili Sultan yeniden sağlığına, mutluluğuna kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için armağanlar yağmaya başlamış kuleye. Yaşlı bir köylü kadında bir sepet üzüm getirmiş. Meğer üzümlerin içinde bir küçük yılan varmış.

Yılan o gece uykuya dalan güzel Sultanı sokup öldürmüş.

Kız Kulesi Efsanesi Diğer Bir Anlatım

Kız kulesi efsanesi; İstanbul’un Bizans döneminden beri varlığını koruyan; tarihi, kültürel, turistk, vs. etkinliklerde artık Üsküdar’ın sembolü haline gelen, Salacak kıyılarının biraz açığında görülen kulenin efsanesidir. Karadeniz ve Marma Denizi arasındaki küçük bir adacığa inşa edilen bu kulenin tam olarak ne zaman yapıldığı veya ilk yapılışındaki amacının ne olduğu tam olarak bilinmemekle beraber, M.Ö. 30’lu yıllardan günümüze kadar Bizans, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde çok çeşitli amaçlarla kullanılmıştır.

Kız kulesi efsanesi ile ilgili hemen herkes tarafından bilinen bir öykü vardır. Aslında kız kulesi efsanesinin var olmasının en büyük sebeplerinden biri de ilk yapılış amacının gizemini hala koruması ve bu gizem yerine yazılan bir efsanenin dilden dile yayılmasıdır. Bu hikayeye göre kız kulesi efsanesinin kökeni eski çağlarda yaşamış bir Bizans imparatorunun kızını korumaya çalışmasına dayanır. Çünkü; hikayeye göre bu imparator; kızının yılan sokması sonucu öleceği kehanetini öğrenir ve kızını yılan sokmasını önlemek amacıyla bugün Kız Kulesi olarak bildiğimiz kuleyi inşa ettirir, kızını da buraya yerleştirir. Yani bir nevi kızını karantinaya alır. Yıllar geçer, imparatorun kızı epey ağır bir hastalığa yakalanır. Doktorların yoğun çabaları ile kız iyileşir. İyilşemesinden sonra kıza hediye olarak bir sepet içinde üzüm gönderilir. Fakat üzümlerin arasına Kız Kulesine götürülmeden önce bir yılan girmişti. Tahmin edileceği üzere kız üzüm yerken bu yılan kızı ısırır ve imparatorun kızı kehanetteki gibi yılan sokması sonucu ölür. Aslında bu hikaye, kuşaktan kuşağa kaderden kaçılamayacağını belirtek üzere anlatılmıştır. Fakat bu amaçla anlatıla anatıla ve kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla, zamanla kız kulesi efsanesi halini almıştır.

Bu kız kulesi efsanesi dışında, bugün gördüğümüz kulenin ne amaçlarla kullanıldığını incelersek; yapıldığı ilk günden bugüne kadar Marmara Denizi’nden geçen gemilere yol gösterici bir deniz feneri olma görevini hiç bırakmadığını görürüz. Bunun dışında Bizansın ilk dönemlerinde bu kule bir anıt mezar olarak kullanılmıştır.

Kimin mezarı olduğu tam olarak bilinmemektedir. Sonraki dönemlerde, yine Bizans imparatorluğu zamanında bu binaya çeşitli ekler yapılmıştır ve kız kulesi bir bakıma gümrük kapısı görevi görmüştür. Denizin ortasındaki bir kule böyle bir amaç için kullanılmaya çok müsait olduğu için, Bizans döneminde kulenin gümrük görevi uzun süre devam etmiş ve boğazdan geçen gemiler bu kuledeki görevlilerce kontrol edilmiştir.

İstanbul’un fethiyle beraber Kız Kulesi de Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçmiş ve kız kulesi efsanesi yeni bir boyut kazanmıştır. 1453’ten devletin resmen sonlanmasına kadar Kız Kulesi gösteri platformu, savunma noktası, hastane-karantine bölgesi gibi birçok amaç için kullanılmıştir. Bir dönem Kız Kulesi’nin bugün gördüğümüz kısmı dışında etrafında da bazı duvarlar, vs. askeri yapılar olması sebebiyle savunma amacıyla stratejik bir konumdaydı. Yani gümrük olsun, hastane olsun, savunma olsun, denizin ortasına böyle inşa edilmiş mükemmel bir yapıyı ne amaçla kullanırsanız kullanın, neredeyse tam verim almanız mümkündür.

Kız kulesi efsanesi cumhuriyet döneminde uzun süre geçirdiği sönük bir dönemden sonra, 2000 yılında restore edilmiştir ve lüks bir restaurant halini almıştır. (Bugün gördüğümüz yapının tamamına yakını Fatih döneminden kalmadır. Restore edilen kısım içeride kulenin bugünkü amacına uygun hale getirilmesi için dekorasyon, iç mimari, vs. alanlarda yapılan yeniliklerdir.) Yani bugünkü kullanılış amacı daha çok hizmet ve turizm sektörlerine yöneliktir. Günümüzde kuleye ulaşım ise Salacak ve Ortaköy’den küçük teknelerle yapılmaktadır.

Kız kulesi efsanesinin eski çağlardan bu yana kullanılmış farklı farklı isimleri olsa da bugün artık Kız Kulesi ismiyle bütünleşmiştir (diğer dillere çevirisi de bire bir ‘Kız Kulesi’ sözünün karşılığı olacak şekilde yapılmaktadır) ve Üsküdar’ın sembolü haline gelen bu yapı geçmişteki efsaneleriyle, himayesindeki devletlere verdiği hizmetlerle beraber bugünkü vazifesini başarıyla yürüterek, tüm ihtişamıyla geleceğe doğru bakmaktadır.


Açıklanamayan Doğaüstü Olaylar 16 Şubat 2024 16 Şubat 2024 — 16:17
Dikkat! Bu alanda göndermiş olduğunuz mesajlar tüm ziyaretçiler tarafından görüntülenebilir. Göndermiş olduğunuz mesajların toplum ve site kurallarına yakışır saygılı & seviyeli içerikler olmasına dikkat ediniz ...
Tüm mesaj içeriklerinin de ziyaretçiler tarafından görüntülenebileceği nedeni ile özel kimlik bilgisi ya da kötüye kullanımı mümkün olabilecek içeriklerinizi lütfen mesajlarınızda paylaşmayınız. Bu gibi içerikli mesajlar yapılan düzeli denetimler ve şikayetler yolu ile tespit edilerek yayından kaldırılmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Olaya Benzer Olaylar