Originally posted 2016-05-05 11:30:11.

Theodere Robert Bundy, 1974 – 1978 yılları arasında Amerika’da 30’dan fazla genç kadını öldürmüş dünyanın en ünlü seri katillerinden birisidir.
Diğer seri katillerden farklı olarak güzel giyinmesi ve temiz görünüşü, kibar, eğitimli, zeki ve kültürlü olması ve kadınların ilgisini kolayca çeken bir cazibeye sahip olmasıydı.

Ted Bundy gayrimeşru olarak doğmuştu. Annesi bunu ondan gizledi ve annesini ablası zannederek büyüdü. Washington üniversitesindeki eğitimi sırasında Stephanie Brooks adında bir kıza aşık oldu ve kızı etkilemek için elinden geleni yaptı. Fakat Stephanie, Ted Bundy nin duygusal anlamda olgun olmadığını düşündüğü için onu terketti ve bu olaydan sonra kalbi kırılan Ted Bundy, Stephanie’yi geri kazanmak için elinden geleni yapsa da başarılı olamadı.

Ayrılık acısından kurtulamadığı için gittiği üniversiteyi bıraktı ve Birmingham’daki doğum kontrol merkezine giderek ablası zannettiği kişinin aslında annesi olduğunu  ve küçüklükten beri büyük bir yalana mahkum edildiğini öğrendi.Tüm bu olaylar Ted Bundy’i derinden etkilemişti ve bu noktadan sonra şeytani bir intikam duygusuyla çevresindeki tüm kadınları birer obje olarak görmeye başlamıştı.

Daha sonra insan psikolojisini daha iyi anlamak için Washington üniversitesinin bu sefer psikoloji bölümüne yazıldı ve mezun olduktan sonra Washington’da cumhuriyetçi parti için çalışırken hukuk okumak için Utah Üniversitesine de yazılarak bilgisine bilgi katmıştır.

Son 5 yıldır yaşadığı bu gelişmelerin neticesinde utangaç ve içine kapanık olan eski Ted Bundy yerini karizmatik, havalı ve kendisine güvenen yeni bir Ted Bundy’ye bırakmıştı. San Francisco’ya yaptığı bir iş gezisinde eski sevgilisi Stephanie’yle buluştu. Kız, Ted’den hem politika alanında çalışmasından hemde 2. bir lisans bölümünü bitirmek üzere olmasından etkilendi. Ted Bundy Stephanie’ye evlenmek teklif etti. Stephanie bu teklifi kabul etti, fakat Ted Bundy evlenme teklifinden iki gün sonra Stephanie’yi umursuzca terk etti ve onunla olan irtibatını tamamen kesti.

Kendisine istediği kadını tekrar elde edebileceğini ispatladıktan sonra okulu tamamen bırakarak 4 yıl boyunca tüm ABD halkını korkutacak olan sapıkça cinayetleri işleme sürecine başladı. Tüm kurbanlarının siyah ve ortadan 2’ye ayrılmış uzun saçlarla eski sevgilisine benzemek gibi ortak bir yanı vardı…

Alışveriş merkezlerinde, üniversite kampüslerinde veya parklarda gözüne kestirdiği kurbanlarına yaklaşmak için bazen sinsice kolunu bandajlayarak sakat rolü yapıp yardım istiyor, bazense bir polis kılığına girerek onları soru sorma bahanesiyle tenhaya çekiyordu. Bu tarz benzer taktiklerle karizmasını, yakışıklılığını ve güvenilir insan imajını kullanarak 1974 – 1978 yılları arasında eski sevgilisine benzeyen 30’dan fazla genç kıza tecavüz etti ve daha sonra şeytani bir öfkeyle onları boğarak veya ağır darbelerle döverek öldürdü. (not: cesetlerini ormanlık alanlarda gizledi.)

Bunların yanında bazense kurbanlarını öldürdükten sonra cesetleri çürüyünceye kadar güzel elbiseler giydirip ve yüzlerine makyajlar yapıp normal insan aklına gelmeyecek şekillerde tecavüz etmeye de devam etti.
Polis ardı arkası kesilmeyen bu ürpertici vahşetlerin suçlusunu yakalama konusunda hiçbir iz bulamıyordu, çünkü hile ustası Bundy her seferinde ufak değişikliklerle dış görünüşünü ciddi bir şekilde değiştirebiliyor ve farklı isimler kullanarak kendisine kısa süreli yeni sahte kişilikler ediniyordu.
Fakat bir gün Utah’ta polis kılığına bürünen Ted Bundy gözüne kestirdiği Carol DaRonch isimli bir genç kızı alışveriş merkezinden çıkarken sorguya çekme bahanesiyle arabasına bindirmeye çalışınca Carol DaRonch hemen bir şüpheye kapılarak kendini arabadan atmış ve polise giderek Bundy’nin ve arabanın eşkalini vermişti.

16 ağustos 1975’te tarif edildiği gibi içinde cinayet ve işkence aletleri çıkan bir araba bulundu ve 1 mart 1976’da Carol’ı kaçırmaktan suçlu bulunan Ted Bundy 15 yıl hapis cezası aldı.Dedektifler Amerika’nın çeşitli yerlerinde işlenen seri cinayetler hakkında Ted Bundy’den kuşkulanıyorlardı. Fakat Ted Bundy bu konularda o kadar tedbirliydi ki evinde tek bir parmak izi bulunamadı ve henüz elde geçerli bir delil olmadığı için cinayetlerden dolayı değil kaçırmadan dolayı ceza almıştı.

Fakat davanın peşi bırakılmadı ve 7 haziran 1977’de tutuklu olarak yargılanmaya başlandı. Ted Bundy eski hukuk öğrencisi olduğu için kendisine verilen avukatı reddederek kendi savunmasını kendi yapmak istemiştir.Aslında kendi avukatlığını kendisinin  yapmak istemesi kaçma girişimi için attığı bilinçli bir adımdı. Çünkü kendi avukatlığını kendisi yaparken performansının etkilenmemesi için duruşma esnasında elleri ve ayakları kelepçelenmeyecek ve normal bir avukat gibi takım elbise giymesine müsaade edilecekti.

Ted Bundy duruşma esnasında hukuk kitaplarına bakma bahanesiyle mahkeme binasındaki kütüphaneye gitme izni istedi. İsteği kabul edilen ve 2. kattaki kütüphanede bir süre yalnız bırakılan Ted Bundy pencereden atlayarak kaçtı. Elleri kelepçelenmediği için ve sanık üniforması yerine şık bir takım elbise giydirildiği için rahatlıklar şehirdeki normal insanların arasına karıştı.

Nüfusun sadece 3000 olduğu Aspen isimli bu küçük şehirde 150 polisin ve birçok köpeğin şehri didik-didik aramasına rağmen Ted Bundy günler boyunca yakalanamadı. Fakat Ted Bundy 1 hafta sonra bir araba çalarak şehirden kaçmaya çalışınca polisler tarafından fark edildi ve tekrar hapishaneye gönderildi.

Bir sonraki duruşmaya kadar tekrar hapishaneye yollanan Ted Bundy, yaklaşık olarak 6 ay içinde yeraltı hücresinin tabanına bulduğu bir demir testereyle delik açarak uzun bir tünel kazdı. Tünelin ucu hapishanenin baş gardiyanının evine çıkıyordu. Bunun üzerine kaçtığı anında anlaşılmasın diye yatağındaki yorganın altını kitaplarla dolduran Ted Bundy, doğru zamanlamayla bu tünelden geçerek baş gardiyanın evine girdi. Daha sonra baş gardiyanın dolabındaki elbiselerle kendine yeni bir imaj oluşturdu ve temel ihtiyaçlarını gidererek evin ön kapısından kimseye çaktırmadan sakince çıkmayı başardı.

Ted Bundy’nin hapisten kaçışının ertesi günün öğle vaktine kadar anlaşılmaması ona ekstradan 15 saat kazandırmıştı. Bu sayede kaçtığı fark edilene kadar çoktan Florida’ya doğru yola çıkmış ve Florida’ya vardığında kendine Chris Hagen isminde yeni bir kişilik oluşturarak kendine tek odalı güvenli bir daire tutmuştur. Bu daire Florida devlet üniversitesi yakınlarındaydı ve Ted Bundy çoğu zamanını bu üniversitedeki sınıflara kaçak olarak girip istediği dersleri dinleyerek harcadı.

Hapisten kaçması ona 2. bir şans verse de tıpkı bir köpekbalığı gibi öldürmeden yaşayamadığı için kendini tutamadı ve üniversiteye giden genç kızlara tecavüz edip onları öldürerek seri cinayetlerine kaldığı yerden devam etti. Fakat 15 şubay 1979 yılında kullandığı arabanın çalıntı olduğu anlaşılınca tutuklandı ve yargılanması için Miami’ye gönderildi.

Gazetecilerin kendisine “Avukat tutacak mısınız?” diye sorması üzerine, Ted Bundy;

“En iyi olduğunu bildiğim tek kişiye güveneceğim ve bu kişi benim.” diyerek cevap vermiştir.

Şaşırtıcı bir şekilde yüzlerce genç kadın kişiliği nedeniyle Ted Bundy’e hayran olmuştur. Bazı kadınlar onu görmek için mahkeme duruşmalarına katılıyorlar ve hatta bazıları onun dikkatini çekmek için saçlarını siyaha boyatıp ortadan ikiye ayırarak onun eski sevgilisine benzemeye çalışıyorlardı.

İkinci defa başlayan dava süreci esnasında dedektifler onun tarzını anımsatan bir cinayet olayını incelemeye gittiler. Ancak detaylı araştırmalar sonrasında cesedin kalçasında oldukça iyi karakterize edilebilecek bir ısırık izi bulundu. Bu durumdan haberdar olan Ted Bundy kendi dişlerini kırmaya çalıştıysa da görevliler buna engel oldu ve ondan alınan diş kalıbıyla ölen kızın kalçasındaki ısırık izin karşılaştırıldığında söz konusu izin ona ait olduğu saptanması ve görgü tanıklarının Ted Bundy’i onlarca kişi arasından ayırt edebilmesi nedeniyle ölüm cezasına çarptırıldı.

Ted Bundy, mahkeme kararına şiddetle tepki gösterdi. Ve standart prosedürlere uyulmadığını iddia ederek şikayetlerde bulundu. Bu tarz kurnaz yolları kullanarak ve bilinmeyen diğer cinayetlerini de açıklayarak idamını 10 yıl erteletti.

Bu 10 yıl içerisinde ölmeden önce hayranlarından Carole Anne Boone adında bir kadınla evlendi ve bir kız çocuğu oldu.

Fakat Boone sonradan Bundy’den boşandı ve kızıyla beraber soyadını değiştirdi.
1984 yılında Robert Keppel adlı bir dedektif kendisine ‘Green River Katili’ araştırmasında yardımcı olmasını istedi ve çözülemeyen cinayetlerin detaylarını Bundy’den öğrendiler. İdamından bir gün önce Focus on Family adlı kurumun başkanı Dr. James Dobson ile röportaj yapmıştır.

İdam günü sabahı biftek, tavada yumurta ve patates yedi, kahve içti ve öğrenildiğine göre hücresinden zorla çıkarıldı. Zaten röportajın tamamını izlerseniz (yarım saate yakın) ölmek istemediğini söylediğini görürsünüz.

23 Ocak 1989 saat sabah 07:06 da elektrikli sandalye ile idam edildi. Saat 07:16 itibariyle öldüğü açıklandı. Ölüm haberi üzerine binlerce kişi kutlamalar yaptı. Cesedi Bundy’nin isteği üzerine yakıldı ve külleri Washington State Cascade Range’da açıklanmayan bir yerde dağıtıldı.

Daha sonra bazılarına göre en acımasız, bazılarına göreyse en psikopat seri katil olan şeytani Ted Bundy yakalandı ve öldürdüğü kurbanlarının cesetleri aranmaya başlandı.