Originally posted 2016-05-05 11:38:17.

23 Kasım 1945’te dünyaya gelen bu kişi, tanınmış seri katiller arasındadır. Öteki seri katillerden farklı bir yapıda olan Nilsen, küçük yaşlarda hayvanlara işkence edilmesinden ve şiddet eğilimine karşı olan duruşuyla tanımıştır. İnsanlara yardım eden derneklerde de çalışan seri katil, babasının alkolik ve şiddete eğilimli olmasından dolayı seri katil profiline girdiği tahmin ediliyor. Çevresi tarafından 30’lu yaşlarında oldukça sessiz ve duygusal biri olarak tanındığı bilinmektedir.

1975 Noel kutlamalarından birkaç gün sonra, bir barda tanıştığı adamla evine gittikten sonra cinsel ilişkiye girmiştir. Adam evine gitmek için uyandığında ise Nilsen, kafasına sert bir cisimle vurduktan sonra bu kişiyi suda boğmuştur. İlk cinayetini işlemiş olan Nilsen, kaldığı evdeki parkeleri çıkararak cesetleri parçaladıktan sonra gömmüştür. Psikolojik olarak tam bir bunalıma girdiği tahmin edilen seri katil, ceset parçalarını 2 gün sonra çıkarıp yıkamış ve onlara bakarak mastürbasyon yapmıştır. Bu olaydan sonra takip eden 3 yıl boyunca 11 kişiyi katleden Dennis Nilsen, evinde ceset parçalarını saklamaya devam etmiştir. Parke altlarına, dolaplara ve gece yarısı çıktığı bahçeye ceset parçalarını gömerek aynı zamanda da cinayetlerine devam ediyordu. Yeni bir daireye taşınan ve orada da 3 kişiyi öldüren Nilsen, bu kişilerin cesetlerini tencerede haşlamaya başladı. Kendine ölü makyajı yapar sonra aynada kendini izler bundan tatmin olurdu.

Dennis Nilsen ceset parçalarını hemen yok etmiyordu. Bir süre saklıyor ve daha sonra yıkayarak onlarla mastürbasyon yapıyordu. Günler ilerlemeye devam ederken, kaldığı apartmandaki su borularının tıkanması üzerine çağrılan tamirci tarafından ceset parçaları ve insan kemikleri bulunmuş ve polise haber verilmiştir.

Polislere direnmeden suçlarını itiraf eden katilin ifadeleri ise oldukça şaşırtıcıydı. Polis sorgusunda yaptıklarını inkar etmeyen Dennis Nilsen, kendini durduramadığını, bu insanları öldürürken müthiş bir güç ve mutluluk hissettiğini, pişmanlık duymadığını, yakalanmasaydı yüzlerce kişiyi daha öldürebileceğini rahatlıkla söylemiştir. Geçtiğimiz yıllarda hikâyesini yazmak için kendisiyle röportaja gelen yazarla olan konuşmalarında öldürdüğü kurbanların cansız hâllerini estetik olarak çok güzel objeler olarak gördüğünü, işten eve geldiğinde bu cesetlerle konuştuğunu, hatta onları kanepeye oturtup televizyon izlediğini söylemiştir.

“Hep durmak istedim, ama yapamadım. Başka bir heyecan veya mutluluk kaynağım yoktu.”
“Ölümlere sebep olan rüyalar üretiyordum. Benim suçum buydu“

Cesetler duyduğu saygı ve sevgiyi sürekli olarak dile getiren seri katil, mahkeme tarafından verilen karar ile ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.