Originally posted 2017-04-10 21:56:16.

“Secure-Contain-Protect”(Koru-Kolla-Güvence altına al) adıyla 2007 yılında kurulan ve amacının anormal olarak adlandırılabilecek varlık ve olayları araştırıp emin ellerde tutarak yanlış ellere geçip tehdit oluşturmasını engellemek olduğu söylenen bu kurum hakkında onlarca farklı hikaye anlatılmasına rağmen pek fazla kişi tarafından bilinmemektedir. Anlatılan hikayeler Bilim-Kurgu filmlerini aratmayacak cinsten olsada dinleyenlerin kabuslarına girecek kadarda korkutucu. Bu kurum koruması altındaki varlık ve olayları 3 farklı sınıfta incelemektedir.
Safe(Güvenli): Anormal etkileri güvenli bir etkene bağlı olan, tek başına zararsız özelliklere sahip SCP kategorisidir.
Euclid(Öklid): Anormal etkileri henüz tam belirlenmemiş olan, tehlikeli olabilen, fakat Keter kadar güçlü bir tehdit barındırmayan SCP kategorisidir.
Keter(Tehlikeli): Çok tehlikeli olan nesne ve canlıların kategorisidir. 7 gün 24 saat gözetilmezse insanlar, ve insanoğlu için tehdit edicidir. Keter kategorisi, Dünya’nın Sonu senaryosuna geçiş yapabilir.
Bu kurum arastirip koruduğu varlık yada olayları “SCP-****” şeklinde isimlendirmektedir. Şimdi ise bu yaratıkların bazılarına bakalım:

SCP-049 Sınıf:Euclid

“Veba Doktoru” olarak ta adlandırılan bu SCP Veba salgınında giyilenin aynısı bir gaz maskesi ve siyah bir çarşaf giyiyor. Bulunduğu odaya bir araştırmacı tarafından oku bir beden getirilmiştir. SCP-049 ilk başta tepki vermesede bir süre sonra kalkıp bedene ismi açıklanmayan bir madde enjekte edip bedenin kısa bir süreliğine canlanmasını sağlamıştır. İlk başlarda konuşmayan bu yaratık bir kereye mahsus bir doktorla konuşmuştur. İşte o konuşma kaydı:
SCP:049 – Bu yer de ne?
Prof – Ne?
Prof – Bu bir laboratuvar… *dedikten sonra Veba Doktoru’nun konuşmasına şok olarak ses kayıt cihazını yere düşürür*
SCP:049 – Bir laboratuvar mı? Harika bir yer.
SCP:049 – Ben de kendime dedim, neden burada bu kadar hastalığa yakalananların sayısı çok az…
Prof – Evet.
Prof – Senin konuşamayacağını zannetmiştim. Sen konuşunca biraz, şey, şaşırdım.
SCP:049 – Ah, evet sevgili bayım. Ben sadece konuşmayı tercih etmiyorum. Bu salgının kurbanları bayağı bir hüzünlendirici, ve ben konuşarak pek tepki vermiyorum.
SCP:049 – Seni bir kaç kere gördüm ve sende herhangi bir salgın belirleyemedim, ve sanıyorum sen de bir doktorsun?
Prof – Aslında evet. Bana —– de.
Prof – Fakat… hangi hastalıktan bahsediyorsun?
SCP:049 – Neden, güzel doktor? Büyük Salgın’dan. Başka neyden olabilir?
Prof – Büyük salg-, ha, vebadan bahsediyorsun… Bunu tahmin etmeliydim.
Prof – Fakat emin olabilirsin, buradaki kimse hastalıklı değil.
SCP:049 – Güzel doktor, sana temin ederim, Büyük Salgın burada. Ve onu hissedebiliyorum. Onu hayattan tamamen silme benim görevim. Benim tedavim en etkili tedavidir…
Prof – Senin tedavin mi..?
Prof – Senin tedavin yüzlerce ölüme sebep oldu! Senin tedavin hatalı!
SCP:049 – Güzel doktor, benim tedavim en etkilidir.
Prof – Açıkla bakalım nasıl etkili?!
Prof – CEVAP VER! (personeli arar)
Prof – Doktor —— konuşuyor, görevli personeller Lab. 15A’ya acil rapor yazsın, Subject 049 konuşmayı reddediyor. Bu görüşme bitmiştir, Subject 049 tutulduğu yere geri yollanacaktır.

SCP-173 Sınıf:Euclid

SCP-173 aslında humanoid bir heykeldir. Kanlı bir yüzü olan bu heykelin belki de en ilginç özelliği sadece kimse ona doğrudan bakmadığı zaman hareket etmesidir. Eğer onunla bir kere göz kontağı kurarsanız artık sizin için çok geçtir. Çünkü başka bir yere bakarsanız hatta gözünüzü kırpsaniz bile büyük bir hızla üstünüze koşup boynunuzu kırarak sizi öldürecektir.

SCP-096 Sınıf-Euclid

Belki de on binlerce SCP arasında en korkunç olanı diyebileceğimiz bu yaratık, 2,5 metre boyunda, şimdiye kadar hiç görülmemiş bir deriyle kaplı olan vücudunda bir tane bile tüy olmayan, cılız, sağlıksız ve çok az kas kütlesi içeren vücudundan yetersiz beslendiği anlaşılan, yüzü ise normal bir insanın ağzının 4 katı açılabilen ağzı ve tamamı siyah, renksiz gözleri hariç neredeyse bir insanınki ile aynı olan, kör olup olmadığı yada beyin fonksiyonları ve zekasıyla ilgili hiçbir bilgi olmayan, 1,5 metre ve vücuduyla orantısız kolları olan, insansı bir yaratıktır. Birisi bu yaratığın yüzüne bakarsa, bu doğrudan bir bakış olsun yada olmasın, yaratığın depresyona girmesine sebep olur. Yaratık bakistan sonra yüzünü ellerinin arasına alıp tutarsız bir şekilde çığlık atmaya ve ağlamaya başlar. İlk bakıştan birkaç dakika sonra SCP-096 kendine bakan kişiye doğru koşar ve onu parçalara ayırır. Çoğu zaman kurbandan geriye hiçbirşey kalmaz. Avını parçaladıktan sonra birkaç dakika oturur, eski sakinliğine geri döner.

Gönderen: Ali Buğra Özcan