Originally posted 2016-05-04 22:51:39.

Günümüzde insanların ilgi alanlarının yavaş yavaş değiştiğini ve farklı konulara çekildiğini, yoğunlaştığını söylersek, yanlış bir tabir kullanmış olmayız. Astral Seyahat, bu konuların başında gelen ve tam anlamıyla bilinmemekle birlikte, çeşitli teorilerin yürütüldüğü ve kulaktan kulağa dolaşan bir yapıya sahip olan; üzerinde oldukça çeşitlilikte varsayım üretilebilecek bir konudur. Aslında, insanların bu tarz konulara yoğunlaşmasının asıl sebebi, farklı alemlerle olan bağlarını güçlendirme istekleri ve bununla birlikte gelecek güce sahip olmaya duyulan açlıktır.

Hayatımızda önemli bir yere gelmeyi başarabilen ve dilden dile dolaşan bu Astral seyahat nedir? Çoğumuzun kafasında belli başlı durumlar canlanıyor olsa da, bir uzman ağzından bu konuyu incelemek ve tüm detaylarıyla sunmak oldukça önem arz etmektedir. Astral seyahat, insan vücudunda yer aldığı varsayılan ruhun, genellikle uyku halinde olmasıyla birlikte, baygınlıklar ve kendinde olmama durumlarında vücudu terk ederek, bilinen beşinci boyuta geçmesi anlamına gelmektedir. Bu durum, bilimsel anlamda da fazla bir önem görüp, değişik açılardan ve zamanlarda incelemelere konu olmuştur. Belli başlı birçok örneği olmasıyla birlikte, bu seyahatin yaklaşık olarak 5 dakika ile 2 saat arasında değişkenlik gösteren sürelere sahip olduğu da bilinmektedir.

Astral seyahat ile ilgili araştırmayı en fazla yapan kişi, Robert Monroe adındaki bir yazardır. Baktığımız zaman araştırmanın halen daha devam ettiğini ve bilinen en iyi araştırmanın olduğunu söyleyebiliriz. Bu araştırma, ABD’de bulunan Monroe Enstitüsü’nde varlığını sürdürmektedir. Şimdiye kadar olan sonuçlarına baktığımız zaman, aşırı şekilde yorgun geçen bir günün ardından, insanın yatağına kendisini bırakıp, oldukça rahat ve keyifli bir uyku sırasında gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Yine aynı araştırmaya göre, stresle de ilgili olarak; tam anlamıyla uykuya dalınacak olan esnada, ruhun göbekten çıkarak, beşinci boyuta geçmesi şeklinde ifadelere de yer veriliyor. Elbette ki ruhun vücudu terk etmesi sırasında kalp atışları ve nabızda da ciddi seviyede fark edilen bir artış gözlemlenmektedir. Bu heyecan ve artışın yan etkisi olarak ruh, geride bırakmış olduğu bedeni gördüğü anda aşırı bir heyecana bürünerek Astral seyahat’i tamamlamadan bedene geri dönerek, başlamadan bitmesine sebep olacaktır.

Bazı durumlarda ise, ruhun vücuttan ayrıldığını tam anlamıyla hissedemeyiz. Bunun etkilerini de, çoğumuzun başına gelen; yüksek bir tepeden boşluğa düşme veya fiziksel olarak tam tepki verirken uyanmayla sonuçlanarak hissederiz.

Bu durumlardan çıkartacağımız sonuçla; hem rüya, hem de gerçek fiziksel etkiler olarak astral seyahat örneklerine rastlamamız mümkündür. Bu örneklerden bir tanesine göz atalım:

New York’ta yaşanan bir olaya baktığımız zaman A.S isimli bir vatandaşın, ertesi gün gireceği sınav sorularının bulunduğu odaya girdiği ve tüm soruları gördüğü, ardından etrafındakilere bu durumu açıklayıp, hatta soruları söylemesine rağmen inandıramayıp, sınavdan sonra soruların belli olmasıyla da, oldukça ilgi çekici bir durum ortaya çıkmıştır.

ABD’nin bu konuda ciddi manada çalışmalar yürüttüğünü ve bu astral seyahati, savaş tekniklerinde de kullanmaya çalıştığını biliyoruz ve kendileri de bu konuyla ilgili açıklamalar yapıyor. Bunun yanında, belli başlı teknikler geliştirdiklerinden de söz etmemizde fayda var.

Son olarak, astral seyahatin tehlikeli olup olmadığı gibi soru kafalarda belirebilir. Bu soruya bilimsel olarak cevap verecek olursak; şimdiye kadar yapılan uygulamalarda ve denemelerde, hiçbir şekilde zararına ve tehlikesine rastlanmamıştır. Bazı kaynaklarda ölümle sonuçlandığını söylense de, kesinlikle böyle bir durum söz konusu değildir. Hatta, oldukça güvenli ve sağlıklı bir işlemdir. Çünkü insanın biyolojik olarak ölümü, vücutta bulunan ani gümüş kordonunun kopmasıyla gerçekleşmektedir. Fakat ruhsal açıdan gerçekleştirilen bu seyahatte, bu gibi bir durum söz konusu değildir. Bu kordonun kopması ancak trafik kazaları gibi durumlarda meydana gelir.