Originally posted 2016-05-04 23:45:11.

Yahudi düşmanlığıyla bilinen Adolf Hitler’in üstün Alman ırkı ortaya çıkarma çabalarının bir sonucu olarak “emrinde” bulunan bilim adamlarına çeşitli deneyler yapmaları için dönemin tüm imkanlarını seferber ettiği bilinmektedir. Nazi Almanyası’nda ölümlerin en çok gerçekleştiği yer toplama kamplarıydı. Bu toplama kamplarında milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Burada gerçekleşen ölümler genelde iki türlü meydana gelmiştir. Bir kısım ölüm direkt olarak ölümcül gaz verilerek gerçekleştirilirken bir kısım da mahkûmların acımasız bir şekilde deneylerde denek olarak kullanılması sonucunda gerçekleşmiştir. Bu deneylerden Yahudilerin haricinde Nazilerin aşağı ırk  olarak gördükleri Çingeneler de nasibini almışlardır. Çingeneler ve Yahudiler üzerinde tıbbi, askeri ve keyfi birçok deney uygulanmıştır. Ülkedeki Yahudi düşmanlığının başlangıcı olarak I. Dünya Savaşı’ndan yenik olarak ayrılan Almanya’nın aldığı yenilgi sonrasında ekonomik çöküşünün bu ırka mal edilmesini gösterebiliriz.

Naziler savaş sırasında her türlü senaryoyu düşünmekteydiler. Düşündükleri senaryolardan biri de herhangi bir düşman saldırısında Kuzey deniziyle muhatap olduklarında denizin soğuk sularına ne kadar dayanabileceklerini bulmaktı. Bunun en kolay yolunu da bilim adı altında soğuğa ve soğuk suya insanların dayanımını ölçmek için acımasız Nazi deneyleri yaparak buldular. Bunun için de denek olarak Yahudileri ve Çingeneleri tercih etmekten çekinmediler. Dayanım süresini tespit ettikten sonra o süreyi geçiren ve o soğuğa maruz kalan askerlerini öldü kabul edecek ve ölmüş askerlerini kurtarmak için fazladan efor sarf etmek zorunda kalmayacaklarını düşünüyorlardı. Deneylerde alçak ırk olarak gördükleri ırklardan seçilmiş denekler buzlu su dolu tanklara sokulmakta ve orada ölmeleri beklenmekteydi. Bu sayede ortalama bir yaşam süresi tespit etmiş olacaklardı. Yapılan araştırmalara göre bu deneylerde ölen denek sayısı yaklaşık olarak 100’ dür.

Nazilerin dönemindeki savaşta uçak saldırılarının önemi çok büyüktü. Fakat uçakların zarar görmesi ve buna bağlı olarak düşmesinin önlenmesi pek mümkün görünmüyordu. Zarar gören ve düşecek olan uçaklardan atlayan pilotların, askerlerin oksijene ve basınca olan toleransının hesaplanması için yine alçak ırktan seçilen deneklerde deneyler yapılmıştır. Bu deneylerde de deneklerin beyinleri henüz canlıyken açılmakta ve özel olarak hazırlanmış olan basınç odalarına koyulmaktaydı. Deney sırasında deneklerin çoğu ölüyor olsa da hayatta kalan denekler de bulunmaktaydı. Fakat canlı bir şekilde beyinleri kesildiği için bunlara da yaşam şansı verilmeyip ölmeleri sağlanıyordu.

Savaş sırasında düşman taarruzuna maruz kalarak deniz suyuna muhatap olacaklarını düşünen Nazi subayları nedeniyle deniz suyuyla yapılan acımasız deneyler Nazi deneyleri arasında ilk sırayı almaktadır. İnsanların deniz suyuna olan toleransı hakkında fikir sahibi olmak isteyen bir Nazi doktoru ise deneklerin vücuduna sürekli tuzlu su enjekte etmekte ve bu şekilde ne kadar yaşayabildiklerini gözlemlemeye çalışmaktadır. Vücuduna sürekli olarak deniz suyu enjekte edilen deneklerde dehidrasyon yani su kaybı yaşandığı için maksimum 10 – 12 gün yaşamlarını sürdürmekte ve sonrasında acılı bir şekilde yaşamlarını kaybetmekteydiler.

Naziler karşı kuvvetlerin taarruzunda hareket kabiliyetlerini genişletebilmek için bilgi toplamanın haricinde direkt olarak düşmanı hedef alan silahlar üretmek için de insanlardan oluşan denekler kullanarak deneyler yapmışlardır. Naziler kimyasal zehirlerin savaş sırasında kendilerine azımsanamayacak bir avantaj sağlayacaklarının bilincinde olarak kimyasal zehirlerle ilgili deneyler de yapmışlardır. Labaratuarlarda hazırlamış oldukları çeşitli kimyasal zehirleri kobaylar üzerinde kullanarak en hızlı şekilde ölümü sağlayacak kimyasalı bulmaya çalışmışlardır. Fakat tabir-i caizse rüzgarın tersten esmeye başladığı dönemlerde yenilginin farkına varan birçok Nazi subayının da intihar yöntemi  olarak düşman için hazırlamış oldukları kimyasallarla intihar etmeleri ilginç bir ironidir.

Kusursuz Alman ırkını oluşturmak isteyen Naziler bazı durumlarda kendilerinden alçak ırk olarak gördükleri Yahudi ve Çingeneleri öldürmek yerine kısırlaştırmayı tercih ediyorlardı. Kısırlaştırmanın o günkü şartlarda uzun ve masraflı bir yöntem olması, daha az maliyetli ve kısa sürede çözüm üreten bir yöntemin bulunması için deneyler yapılmasına neden oluyordu. Bu deneyler için genellikle kadınların ve erkeklerin cinsel organlarına çeşitli kimyasal maddeler enjekte edilmekteydi. Deney sonucunda kadın ve erkek fark etmeksizin çoğu deneğin acılar içerisinde öldüğü gözlenmiştir.